Otobüs Yolculuğu, Namaz Kılmak ve Mescitler

Bizi uzaklara götürür otobüsler. Uzaklara, ta uzaklara, hatta öteler ötesine, ebedi saadete... O yollarda insan dalar gider başka alemlere. Kendinden geçer pencereden dışarı bakışında. Hayretler içinde kalır etraftaki varlıkların “Yaratıcı”yı gösteren birer delil oluşu karşısında. Bu duygular içerisinde, coşkuyla, taze bir inançla ibadetini yapmak ister, namazını kılmak ister Müslüman, o yolda. Fakat kapılar sürmelidir mola vakitleri dışında.

Çoğunluk namaz kılacak olmasına rağmen cesaret edemezler, durması için şoföre söylemeye. Gerçi onlar da durmazlar ya "kaza edersin" diye. Oysa bilmezler ki namaz kaza edilmeden belki de otobüsün kaza edeceğini! Ah bir dursalar ve bilseler ki; sadece söyleyen kişinin değil, birçok yolcunun ineceğini ve namaz kılacağını.

Her şeye rağmen artık, inanca saygı yavaş yavaş yerleşmektedir. Bundan 10- 15 sene önce mola yerlerinde namaz kılacak yere bile rastlamazken, şimdi artık mükemmel mescitler vardır. Ve artık şoförlerin çoğu bu isteğe saygı göstermekteler ve en müsait yerde durup yolcuların bu ihtiyaçlarına cevap vermekteler. Hatta birçok firma artık mola saatlerini namaz vakitlerine göre ayarlamaktadır.

Geçtiğimiz günlerde bir kaç arkadaş ile “Diyarbakır Lüx” firmasıyla Ankara'ya gidiyorduk. Sabah namazı geçmek üzereydi. Şoförden rica ettik. Yol üzerinde bir caminin önünde durdu ve birçok yolcu namazını kıldı. Biz vazifemizi yapmış olmanın mutluluğu içerisindeyken, camiden geldiğimizde 7-8 tane daha otobüsün bu amaçla durduğunu görünce mutluluğumuz bir kat daha artmıştı. Demek ki onlar da halkın inancına saygı göstermişti.

Zaten şunu da unutmamak lazımdır: Bir insan başkalarının iyilik yapmasına sebep olursa aynı sevabı o da alır. Dolayısıyla bir şoförün namaz için durmasıyla, namaz kılan insanların sevabı kadar o da sevap kazanır.

Bütün şoförlerimize bu sevaptan mahrum kalmamaları ve hayırlı yolculuklar yapmaları dileğiyle!